Kılıçdaroğlu’na çağrı; Bu müdahaleye izin verme…

   İzmir CHP’de her İl Kongresi süreci geldiğinde Belediye Başkanlık görevini bir kenara bırakıp İl Başkanlığı makamına oturur Kocaoğlu. Şu sıralar aynı amaç için yine devrede. Edindiğim bilgiye göre, İzmir’deki tüm ilçe başkanlarını arayarak, bu Cumartesi günü Belediye Başkanlığı makamında olmalarını istemiş. Sizce bir  Belediye Başkanı, hangi amaç ve hangi yetki ile böyle bir çağrıyı yapabilir?

   Anlatayım!

   Amaç, İlçe Başkanları üzerinde baskı yaratarak, kendi istediği adayı dayatıp, İl Kongresini dizayn etmek.

   Hangi yetki ile?

   Yetkisi yok çünkü, Belediye Başkanının görevi Örgüt işlerine müdahale etmek değil, tarafsız biçimde delegelerin özgür iradesi ile vereceği karara saygı duymaktır.

   O halde Kocaoğlu neden böyle bir demokratik yolu izlemeyip, örgütü rahat bırakmıyor?

   İşte bu sorunun gerçek muhatabı, Kılıçdaroğlu ve Genel Merkezdir.

   Böyle bir aşamada “Sen kendini ne sanıyorsun da kalkıp örgüt adına bu işlere müdahale ediyorsun?” diyebilecek bir babayiğit lazım?

   O babayiğit, Kemal Kılıçdaroğlu olabilir mi?

   Daha önce olmadı, olamadı. Ama şimdi neden olmasın?

   Çünkü görüştüğüm birçok CHP’li dostumuz, Kılıçdaroğlu’nun bu keyfi ve antidemokratik tutum karşısında, bu kez sessiz kalmayıp gereğini yapacağını söylüyor. Umarım yapar. Aksi halde Kocaoğlu ve ekürü Alaattin Yüksel sayesinde, geçtiğimiz yerel seçimlerde kaybedilen ilçe sayısı 8’di, bu kez 18’e çıkar.

   Peki bunca rezaletim olduğu bir yerde, mevcut İl başkanı ne iş yapar?

   Alaattin Yüksel’in icazeti ile İl Yönetimi tarafından ataması yapıldıktan itibaren, kendileri “topal ördek” konumunda. Öyle ki, Yüksel ve Kocaoğlu “gel der gelir, git der gider!”, maalesef o derece yani.

   Evet, İl Kongresine artık sayılı günler kaldı. Sayın Kılıçdaroğlu çevresinde bulunan “Belediye Başkancı  Genel Başkan Yardımcıları”nı devreye koymadan, bizzat bu rezalete artık dur demeli.

   İyi bilinmelidir ki, İzmir’deki CHP seçmeni artık çantada keklik değil. Geçmişte defalarca kez yaşanan benzeri ayak oyunlarına, bu saatten sonra hiç kimsenin de tahammülü kalmadı. Unutulmasın ki bu kentte artık bir İYİ Parti seçeneği de var. Kendi kişisel ihtirasları için küskünlük yaratanlar, bunu görmese de, Kılıçdaroğlu’nun bu gerçeği görmesi lazım.

   O nedenle, yapılacak İl Kongresini demokrasi ile taçlandırmanın yolu, delegelerin ve ilçe örgütlerinin rahat bırakılmasından geçer. Belediye Başkanlarının “Aş, iş” vaadiyle delegelere “rüşvet” dayatmasına son verilmeli. Son derece masum olan bu talepler yerine getirilmeli, dediğim gibi aksi halde bunun ceremesini CHP ve Kılıçdaroğlu çeker. Benden söylemesi...