“Sabahattin Ali” trajedisi!
20 Mayıs, 2025Türkiye çelişkiler ve endişeler ülkesi...
(Ressam Piro'nun Sabahattin Ali resmi/ Kaynak Ufuk Karaman)
Sabahattin Ali her geçen gün büyüyen bir yazar!
Dönemin konjonktüründen kaynaklanan aykırı düşünceleri yüzünden en verimli yaşında ve çağında bu hayattan koparılmış; değeri, kabiliyeti, başarısı aradan geçen onlarca yıldan sonra keşfedilmiş büyük bir yazar ve aydındır. Sabahattin Ali, devletimizin genlerine işlemiş olan özgür düşünceye karşı paranoyası sebebiyle hayatı bitirilen ya da karartılan ne ilk, ne de son kurbandır. Ülkesi için dürüstçe yazdı, yazdıkça hapislerde süründü. Anadolu’ya ve sorunlarına daha önce kimsenin bakmadığı gibi baktı, vatan hainliğiyle suçlandı. Planlanan ve karartılan bütün cinayetlerde Sabahattin Ali’nin katillerinin parmak izi var!
77 yıl önce katledilen ve bugün hâlâ Türkiye’nin vicdanında kanayan bir yara olmaya devam eden Sabahattin Ali’nin gencecik yaşında katledilmesi, devlet tarafından yok edilmesi, feci biçimde, hunharca, izinin dahi bırakılmaması dünya çapında bir trajedidir. 20. Yüzyıl Türk edebiyatının yükselen değerine İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Sabahattin Ali’nin vefatının 70.yılı anısına düzenlediği programda usta şair ve yazarın hüzünlü yolculuğuna kızı Filiz Ali ile eşlik etmiştik.
Nebil Özgentürk’ün, kızı Filiz Ali ile beraber Sabahattin Ali’nin Istranca dağlarında katledilişinin izini sürdüğü ‘Kayıp Kemiklerin İzinde’ belgeseli hepimize duygusal anlar yaşattı. 1948 yılında faili meçhul bir cinayete giden Sabahattin Ali’nin kaybının üstünden o yıl tam 70 yıl geçmişti. Belgesel Sabahattin Ali’nin bir başka dünyasını ve hunharca işlenen cinayetten 70 yıl sonra Filiz Ali’nin babasının zalimce öldürüldüğü ormanın derinliklerindeki ‘olay yerine’ gidişini anlatıyordu. Kızı Filiz Ali’nin hüzünlü yolculuğuna eşlik ettikten sonra hüzünlü öykülerini dinledik.
Sabahattin Ali’nin faili meçhul cinayeti, ardında siyasi tartışmalarına gönderme yapan, anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerine tahammül edemeyen derin devletin izlerini taşıyor.
Geride şiirleri, şarkı olmuş dizeleri, muhteşem roman ve hikâyeleri, araştırmaları, uğruna canını verdiği memleket sevgisine dair fikirleri kaldı.
Aradan geçen 77 yıl ve onlarca hükümete rağmen cinayeti aydınlatamayan ve ortaya çıkarılamayan suçluların tekrar gündeme gelmesi gerçeği acılarımızı dağladı. Sabahattin Ali’nin cesedi esrarengiz bir şekilde kayboldu. Sabahattin Ali’ye ait bir defin belgesi bile yok. Nereye gömüldüğü bilinmiyor. Olayın iç yüzü bugüne kadar gelmiş geçmiş bütün iktidarlar tarafından ısrarla aydınlatılmadı. Sabahattin Ali 77 yıldır kayıptır.
Sabahattin Ali trajedisi bitmiş değil. Derin devletin faili malum cinayeti aydınlatılmadığı sürece hafızalarda utanç olarak kalacak.
(Kaynak Ufuk Karaman)
Bu ülke kendi ayıpları ve çelişkileriyle yüzleşemedi. Karanlık güçlere cesaret verenleri dize getiremedi. Toplumun yaratılan dehşet ve korkuyla suskunluğa itilmesine içimizden birileri diğerlerini yok edilmesine göz yumdu… Sabahattin Ali gibi tanınmış, sevilen bir yazarın hunharca öldürülmesi ile beraber diğer öldürülen gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, bilim insanlarının ardından toplumda gitgide derinleşen ve hiçbir biçimde tedavi edilemeyecek yaraların açılmasına neden oldu.
Yetmiş yedi yıl sonra gelinen noktada toplum, pasifize edilmiş, her türlü haksızlık, hukuksuzluk, cinayet ve dehşeti kanıksamış, çelişkili ve endişeli bir toplum yaratıldı.
Güneş her sabah doğduğu gibi, insanlar kaybedileni, yok edileni, yakılanı, parçalanan değerlerimizi unutmayacaktır!..
Kayıp değerlerimizle yüzleştiğimiz zaman susmaktan o gün utanır mıyız?
Sabahattin Ali “Benim meskenim dağlardır” dediği, belki de böceklerin ses verdiği, rüzgârın uğultu yaptığı o bölgedeki hali ve orada hakikaten yıllar önce bir çobanın “Burada bulundu” dediği noktada belki buluşur ruhumuz!
Türkiye’nin faili meçhul cinayetlerle hesaplaşabilmesi için, ülkenin aydınlarına yönelik ilk derin devlet cinayetlerinden biri olan Sabahattin Ali’nin öldürülmesi olayı ile işe başlanmalıdır.
Üzerinden 77 yıl geçmesine karşın sır perdesi kaldırılamayan Cumhuriyet dönemimizin ilk aydın cinayetlerinden bir ayıbı/uyancı duruyor önümüzde. Bunu çözemezsek, Aksoy, Üçok, İpekçi, Mumcu, Hablemitoğlu vb.gibi cinayetleri asla çözemeyiz.
Ve bu sır perdesi bizim yüzümüzde, yüreğimizde gelecek kuşaklara utanç olarak kalır… Türkiye, öldürülmesinin üzerinden 30 yıl geçinceye kadar Sabahattin Ali cinayetini konuşmaya bile korktu. Günümüzde her faili meçhul cinayetin, her bombalı eylemin, her şehit haberinin ardından “unutmadık unutturmayacağız” şeklinde sahip çıktığımızı sandık!..
Bir önceki katliam unutulsun diye yeni katliamlar yapılıp halkı katliamlara alıştırmaktan başka ve böylesi hunharca işlenen katliamları unutturmamak adına ne yaptık? Zulümler hep devam etti…
(Kaynak Ufuk Karaman)
Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna gibi 3 romanı, Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk gibi öyküleri, birçok deneme, tiyatro, çevirileri bulunmakta. Her biri; hikâyesi olan dilimize pelesenk olmuş şiirlerinden severek dinlediğim ”eşkıya dünyaya hükümdar olmaz, çocuklar gibi ve ben sana vurgunum” gibi şarkı dizelerinin sahibi Sabahattin Ali’nin Türk edebiyatındaki yerini anlatmakla, yazmakla ifade edemem.
Türk edebiyatına damgasını vuran eserlerin yazarı, Türk Edebiyatı’nın öncü isimlerinden Sabahattin Ali’nin Hayatı ve Eserlerini uzun yıllar, tüm Türkiye’yi dolaşarak kitaplarının ilk baskılarını, öykülerinin yayınlandığı dergilerin orijinal sayılarını, çeviri kitaplarını ve onun hakkında yazılan kitapları toplayarak, arşive dönüştüren. sergileyen, Araştırmacı yazar Ufuk Karaman’ın 10 yıldır üzerinde çalıştığı “Bir Deha Muharrir” isimli kitabını edebiyatseverlerin ilgisine sundu.
Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi Ve Laik Oluşum Vakfı TÜLOV, Ufuk Karaman'ın “Bir Deha Muharrir” kitabını tanıtım, söyleşi ve imza etkinliğinde, 20 Mayıs 2025 Salı günü, saat 18.00'de İzmir Konak Belediyesi Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi, Benal Nevzat Salonunda Sabahattin Ali'nin hayranlarıyla buluşacak.
Hilmi Ziya Ülken’in 1940’ların başında Yeni Edebiyat Dergisi’nde Sabahattin Ali için “Deha realist muharrir.” diye söz ettiğinden referansla, kitabına bu ismi seçtiğini söyleyen Ufuk Karaman, Sabahattin Ali’nin yaşam öyküsüne bir kapı aralıyor.
Sanatçı Ali Ekber Yurtsever sazı ve sözü eşliğinde Sabahattin Ali’nin şarkılarına ve şiirlerine eşlik edecek.
Keyifli bir müzik dinletisi ve söyleşisine İzmirdeyseniz veya çıkar gelirim derseniz, katılımınızı bekliyoruz.
“Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku” satırlarını içeren yazısında hayata bakışını ve en önemlisi neden kitap okumamız gerektiğini anlatıyor.
Sabahattin Ali derki; İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır. Günün birinde ya çıldıracağız, ya da dünyaya hâkim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim."
Kısaca; “Masum değiliz, hiçbirimiz!”
Yorum Ekle
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Ünlü oyuncu bebeğini kaybetti
Oyuncu Ege Kökenli, geçtiğimiz aylarda yaptığı paylaşımla hamile olduğunu duyurmuştu. Anne olmaya hazırlanan ünlü oyuncu, çok nadir görülen bir komplikasyon nedeniyle 22 haftalık bebeğini...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Obezitenin gizli tehlikesi ortaya çıktı
Alzheimer hastalığı sadece genetik olmadığı ortaya çıktı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beslenme düzenindeki bozuklukların beyin sağlığını nasıl tehdit ettiğini çarpıcı şekilde anlattı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, oturumdaki konuşmasında, gıda kimyası ve insan beyni arasındaki ilişkinin iki temel açıdan incelendiğini, bunlardan ilkinin "beyin-bağırsak aksı", ikincisinin ise "nöro beslenme" alanı olduğunu söyledi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.