Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

En Zayıf Halka!

06 Aralık, 2015

   “Zincirin gücü en zayıf halkası kadardır.”

   Artık hiç bir şey eskisi gibi değil…

   Dünya değişirken, düzenler de değişiyor.

   Coğrafya bütünleşiyor…

   Türkiye, seçilmiş %49 milli iradeyle yola devam dedi!

   “O şunu dedi, bunu dedi, ne demek istedi” derken iktidar trenini kaçıranlar, gevezeliğe devam ededursun…

   Hatta bazılarının gözü o kadar döndü ki;  “yalan ve iftira ile hızlarını alamadıkları zaman” hakareti sonuna kadar zorladıklarında başka bir maksada hizmet ettiklerinin farkında değiller.

   Kendi düşüncelerinin dışında olan insanlara tercihlerinden dolayı “Hödük, Aptal, Koyun” gibi ifadeler kullanalar çok…

   Özellikle AK Parti seçmeni bu hakir ve hakaret içeren ifadelerden nasibini alıyor!

   Sizce bu aptal ve hödük seçmen her seferinde iktidara yürürken, kendini zeki ve akıllı sananlardan daha iyi bildiği veya öngördüğü ne olabilir?

   İktidar olmanın yol ve yöntemlerini bu hödük, aptal ve koyun gurubu diğer akıllı geçinenlerden daha iyi mi beceriyor!

   Bu hödükleştirilmiş insanlardan oy almayı başaranların marifeti sadece kapılarına attıkları iki kilo şeker, makarna paketleri ve 5 kilo kömürden mi ibaret?

   Veya en zayıf halka olarak meclis koltuklarında mesai doldurmak muhalefet için sadece “Akıllı ve Zeki” bir alışkanlıktan öteye gidemiyor mu?

****

   Özgür bir ülkede özgür bir birey olarak yaşayan ve en doğal hakkı olan seçme hakkını kullanan insanlara hakaret etmemektir.

   “Şucu veya bucu” diyerek seçmeni veya düşüncelerinden dolayı insanları kategorileştirenler kimseyi sevmek zorunda olmadığımız ama herkesin birbirine saygılı olmak zorunluluğunun idrakine varamayan zavallı canlılardır.

   “Düşünce suçu!” dediğimiz;

   Ahlaka aykırı mıdır?

   Düşünce suçu diye bir şey olabilir mi?

   Düşünce suçu diye bir şey olamaz, çünkü kimse beynimin içine girip maddenin yansımasını değiştiremez, yönlendiremez, yasaklayamaz.

   Önemli olan, “düşünceyi ifade suçudur!”

   İnsan ‘düşüncelerini omzunda taşır'  bu nedenle eğilir ve insan düşünce yükünün altında, aslında ezilir. 

*****

   “ne düşünüyorsun descart? 
   - hiç… 
   - 
öyleyse neden düşünmüyorsun? 
   - 
zindanlar da çürümemek için…”

   Oysa insanı hayvanlardan ayıran en büyük özelliği düşünebilmesidir…
   Birileri düşünceyi kısıtlamaya, kural koymaya çalışsa da! 
   Düşünce engellenemez…
   Ülkemizde cezaevleri düşünce suçlularıyla dolup taşarken, 
   Düşünceyi engelleyebileceğini sanan düşüncesiz zihniyetler, en büyük suçu işlediklerinin farkında değiller.

   Peki, cezalarını kim verecek?

   Suçların en insanisi olan düşünmek insanı insan yapar.

   Suçların en tehlikelisidir belki de…

   Düşünceler yargılanır...

   Kişileri değil fikirleri atarız hapse...

   İnsanımız değil fikrimiz çürür zindanda...

   Düşünmek silahtır, çürütür mahpusların içinde.

*****

   Düşündüğü için değil ama ürettiği fikirlerde nefret olmasından dolayı düşünce suçu olarak değil, nefret suçu/insanlığa karşı suç olduğu durumlarda yaptırımı olmalıdır.

   Düşünce suçunu tartışırken "düşünce özgürlüğünü" tanımlamak gerekir.
   Hindi gibi düşünen bir kimseyi hiç kimse suçlayamaz…
   Düşüncelerini açıklamak da suç olmamalıdır.
   Ancak "düşünce özgürlüğü" aynı zamanda "örgütlenme özgürlüğüdür"! Örgütlenme özgürlüğü olmayan bir düşünce özgür değildir.

   "Saf" bir özgürlük var mı?

“vaktiyle köye gelip sorarlardı; sağcı mısın solcu mu!?” diye…
-abi hangisi iyiyse oyum ( ne bilsin sağ ne sol ne gerçi bende kavrayamadım ya...)
-söyle leynn hangisin!
-sağcıyım abi
-yatır falakaya...”

   Biz bunları hak ediyor muyuz?

   Suçsa cezasını ver ama düşünceye beraat diyorum.

   Tüm insanların düşüncelerinin temelinde insani unsurların referans olması gerekir…
   Bakunin bir sözü vardır "ancak çevrendekiler kadar özgürsündür…"

   Saf özgürlük var mı?

   "Evrenin insanlaşması” ancak var olan tüm dinsel, politik, ekonomik ve sosyal kurumların yıkılması ve özgürlük, akıl, adalet ve emek temelinde evrensel toplum kurulmasıyla mümkündür.

   Bu tartışmaları "güncel rüzgârların" ötesinde yapmak gerekiyor...

   Muhalif olmak kolaydır, zor olan alternatif olmaktır!

   Alternatif olamadığın zamanda halkın güvenini de kaybedersin.

   Muhalefetin gözdeleri olarak Meclis haremindeki yerin başkaları o yerini doldurana kadardır.

   Düşünceyi beyan etmek başka hakaret etmek başka bir şey...

   Dinli, dinsiz, o, bu, şu olmadan önce insan olmayı başarabilmek gerekiyor, hakaret etmeden!

   Ne akıllılık ne akılsızlık meselesi…

   Sonuç olarak meselemiz en zayıf halkanın içine girmeden, ocaktaki tencerenin kaynaması!



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ünlü oyuncu İrem Helvacıoğlu'ndan bebek müjdesi!

Başarılı oyuncu İrem Helvacıoğlu, geçtiğimiz yıl nikah masasına oturduğu Ural Kaspar ile ilk bebeklerini bekliyor. 3 aylık hamile olduğu iddia edilen oyuncu, annelik heyecanını şimdilik g...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Bu belirtiye dikkat! Bunamayı yüzde 30 artırıyor

Bilim insanları uzun yıllar bunamayı geciktirecek bir araştırma yaptı. İşitme kaybı olanları yakından ilgilendiriyor. Bu yöntem hem bunamayı hem depresyon riskini azaltıyor. Yapılan yeni araştırmada, işitme kaybının erken dönemde tedavi edilmesi bunamanın gelişimini yıllarca geciktirdiğini ortaya koydu.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR