Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

1 Kasım Tramvayı!

29 Ağustos, 2015

    Nereden nereye gideceğiz!

    Tramvaydan kim inecek?

    ‘Başörtülü Bakan' haberini görünce aklıma 'Gün gelecek başörtülülere selam duracaksınız' diyen rahmetli Erbakan geldi!

   Yaa nerelerden, nerelere gelmişiz!

   Erbakan siyasetçi olarak Türkiye’nin geleceğini öngörmüş…

   Deniz Baykal ise deneyimli(!) bir siyasetçi olarak 2002 de Erdoğan’ın niyetini pek anlayamamış!

    "Demokratik Hak(!)kını!" teslim etmek adına Başbakan olmasının yolunu açmıştı…

   Zira Baykal’ın hesabına göre Erdoğan, Başbakanlık koltuğunda 2 ay bile dayanamayacaktı. Günü geldiğinde Baykal, al gülüm ver gülümle Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacaktı.

   Livaneli o günleri anlatıyor; "Türkiye’nin kaderi o akşam o evde değişti, çünkü siz Tayyip Erdoğan Başbakan olacak!’ diye tutturdunuz.

   Sizi ‘çok tehlikeli bir oyun bu!’ diye uyaran parti dışından önemli şahsiyetlere kızdınız, ‘hayır!’ dediniz ‘iki ay dayanamaz. Göreceksiniz iki ay dayanamaz!’ Dediniz…

   Sizin bu iddianıza karşılık ben ne dedim: ‘Erdoğan herhangi bir kişi değil, bütün tarikatların birleşerek Erbakan’ın yerine seçtiği siyasetçi; arkasında Amerika, Avrupa desteği de var. Program Türkiye’yi ılımlı İslam Cumhuriyeti yapma programı. Sizin dediğiniz gibi iki ayda gitmeyecek; tam tersine, bu odada bulunan herkesin siyasi hayatını bitirecek.’

    İki ay dayanamaz iddianızı, ‘görüşleri gereği İMF ile anlaşma yapmaz, ekonomiyi zora sokar ve dayanamazlar.’ tezine oturttunuz. Ama bunların hepsi bahaneydi çünkü siz iki partili rejimin işinize yaradığını anlamış ve seçim sonuçlarına sevinmiştiniz. Çünkü size ana muhalefet partisi lideri olmak ve soldaki rakiplerinizi yok etmek yetiyordu. Bu iş birliğini daha sonra da sürdürdünüz."

    Erdoğan'ı küçümseyen Baykal'ın hesabı ne kendine yaradı ne de ülkeye...

   Ülkenin kimyasını bozdu... 2 ay dayanamaz diye ömür biçtiği Erdoğan'ı da kendine güldürmüştür!

   Ve hala Baykal'ı yaptıklarını anlamamış ve ders çıkaramamış olanlar parti içinde tutmaya devam ediyor. Belki de amaç, Baykalcıların oyunu kaybetmemek!

   Nereden nereye gelmişiz, değil mi?

   Erdoğan'ı yaratan olgu sadece buna dayalı değil!

   Bu ülkede Erdoğanlar hiç bitmedi.

   Türkiye Atatürk’ten sonra İnönü-Menderes-Erbakan-Ecevit-Türkeş-Ordu-Demirel-Ordu-Demirel-Ordu-Özal-Kaos-Ordu-Erdoğan gibi siyasetçilerin ve darbelerin elinde sürekli kan kaybetti…

   Bunların hepsi birbirinden farklı değil... Al birini vur ötekine!

   Diktatörleri, siyasi düşüncelerine göre ayırırsanız, her güçlü olanın diktatör olmasını engelleyemezsiniz. İster seküler kapitalist ol, ister komünist, ister dinci kapitalist, istersen şeriatçı. Diktatörlük temelde kötüdür.

   Bu ülke geçmişte zaten Atatürk'ten sonra hep Erdoğan gibilerince yönetildi.

   Tarihimize sıkı sıkıya sarılan ve ondan ders çıkaran bir toplum olamadık.

   Geldiğimiz bugünkü noktada çağdaş uygarlık seviyesine ulaşamadık.

   Laik dedik, Muhafazakâr dedik, Sosyal Demokratlık dedik, Milliyetçi dedik, onu-bunu dedik, kelimeleri kullandık durduk sadece…

   Atatürk’ün üstüne basa basa yürüdük, üstüne bir şey koyamadık!

   PKK gibi, dinci örgütleri büyüttük…

   Halka yutturulan sanal senaryolarla Türkiye sonunda kanlı çatışmaların ortasına düşürüldü!

   Siyasal İslam ve dini kendi çıkarlarına alet etme, insanların dini duygularını sömürme ekolü ve yalanlara dayalı figürler çoğalmaya başladı…

   Halkın iradesi yok sayıldı.

   Demokrasi siyasal İslamcılara göre iktidara gelmek için kullanılan bir araçtan ibaret. Yalnızca oyları saymaktır onlar için demokrasi.

  Türkiye, son yıllarda ülkeyi ırk ayrılığı bahanesiyle bölmeyi amaçlayan terör hareketleriyle karşı karşı­ya kalmıştır.

  Erdoğan Atatürk'ten beri Türkiye'nin esas siyasi otoritesi olan orduyu ve gizli servis, yargı, güvenlik güçleri ve onların suç ortaklarından oluşan derin devlet kalıntılarını devre dışı bıraktı. AKP hükümeti Atatürk'ün fikir ve liderlik için Batıyı örnek alan anlayışını da reddetti.

   Erdoğan siyasetinin ana hatlarını daha Başbakan olmadan önce "Demokrasi bir tramvay gibidir, istediğimiz durağa gelince, ineriz" diyerek çizdi.

Onun proto-diktatoryal zihniyeti bağımsız yargıya meydan okuma, muhaliflerini hapse attırmak için abes komplo teorileri geliştirme, sayısız gazeteciyi tutuklatma ve yandaş olmayan medya şirketlerine akıl almaz cezalar kesme gibi adımlardan anlaşılabilir. Bu otokratik davranış tarzı giderek büyümektedir...

Makul bir demokratik yönetim-miş gibi yönetilen Türkiye içinde bulunduğu ekonomik kriz, Suriye ve Türkiye'nin Kürt azınlığı krizlerinden kurtulacak mı?

Müslüman Orta Doğu'nun baskıcı, ruhsuz ve düşman rejimlerine benzemeye başladık!

Yönetim sisteminin de değiştiğini ifade eden Erdoğan bir zamanlar Siirt’teki konuşmasında “her devrin Firavun ve Nemrutları olduğunu, bunun karşısına çıkacak Musa ve İbrahim’lerin engelleri aşarak pislik dolu yolları temizleyeceğini” söylemişti!

Anlıyor ve görüyor musunuz ey halkım seçimlerimiz, bizi nerelerden nerelere getirmiş/ değil mi?

7 Haziran seçim sonuçlarıyla halkın iradesi çöpe atıldı…

Tekrarlanan seçim zoruyla(!) 1 Kasım da hep birlikte sandık başına giderek,  yine seçimlerimizle Türkiye’yi nerelerden, nerelere  “TAŞIYACAĞIZ” göreceğiz bakalım…

Huzurlu ve halkı Refah içinde yaşayan bir ülke istiyorum!  



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ünlü oyuncu İrem Helvacıoğlu'ndan bebek müjdesi!

Başarılı oyuncu İrem Helvacıoğlu, geçtiğimiz yıl nikah masasına oturduğu Ural Kaspar ile ilk bebeklerini bekliyor. 3 aylık hamile olduğu iddia edilen oyuncu, annelik heyecanını şimdilik g...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Bu belirtiye dikkat! Bunamayı yüzde 30 artırıyor

Bilim insanları uzun yıllar bunamayı geciktirecek bir araştırma yaptı. İşitme kaybı olanları yakından ilgilendiriyor. Bu yöntem hem bunamayı hem depresyon riskini azaltıyor. Yapılan yeni araştırmada, işitme kaybının erken dönemde tedavi edilmesi bunamanın gelişimini yıllarca geciktirdiğini ortaya koydu.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR