- Seferihisar Belediyesi’nden Genç Girişimcilere Çağrı; "Fikrini Al Gel"
- Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumuna ilişkin açıklama
- Başkan Cemil Tugay’dan gençlere destek
- Silivri'deki Ümit Özdağ'ı duygulandıran mektup: 'Sevgiyle selamlıyorum'
- CHP’li Bakan’dan Kemalpaşa Belediyesi önünde açıklama: ‘Operasyonluk’ bir durum yok!
Et Tırnaktan ayrılır mı?
08 Ağustos, 2015Et tırnaktan ayrılmaz; Ana evladından, kardeş kardeşten ayrılmaz, ayrılmamalı…
Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayanların, “Kimi kızını GELİN etti, kimi de oğlunu DAMAT verdi!”
Etle – Tırnak oldu!
Ve Türkiye'de yaşayan nice etnik grupların, etnik geleneklerine rağmen kurulan “Çekirdek Aileler” sayesinde sevgiye ve insana dayalı bir ULUS olarak bir arada yüzyıllardır yaşıyoruz.
Halk diyor ki;
Annem KÜRT, Babam TÜRK… BEN BARIŞ GÜVERCİNİYİM!
Annem Türk, Babam ALEVİ… BEN HOŞGÖRÜNÜN MEYVESİYİM!
Babam LAZ, Annem Türkmen… BEN DÜNYA İNSANIYIM!
Annem TÜRK, Babam RUM… BEN SEVGİNİN DİLİYİM!
Babam ARAP, Annem ARNAVUT… BEN EVRENSEL DÜNYANIN KARDEŞİYİM!
Annem ALMAN, Babam ÇİNGENE… BEN YÜREKLERİN RENGİYİM!
Babam ABAZA, Annem ÇERKES… BEN GELECEĞİN UMUDUYUM!
Annem POMAK, Babam TÜRK… BEN SENİM!
Babam BOŞNAK, Annem ERMENİ… BEN CAN CANAYIM!
Annem SÜRYANİ, Babam HEMŞİNLİ… BEN KAN KANAYIM!
BEN HEPİNİZDEN BİR PARÇAYIM!
Et ile tırnakla birleşmiş, kan kana geçmiş, can cana değmiş, sevginin evrenselleştiği, dillerin ve dinlerin bütünleştiği bir dünya coğrafyası üzerinde herkes birbirine dokunmuş, ANNE, BABA, EŞ, KARDEŞ, AKRABA olmuş…
İnsanoğlunun farklı etnik kökenlerle nikâhlanması sonucunda kan kana karışan, can cana dokunan, Akraba olup, aile kuranlardan dolayı, aslında “birlik-beraberlik ve et tırnak “ adına çok da söylenecek söz kalmamış!
Birileri, Et ve tırnağı ayırmaya çalışıyor!
Boş laflarla ve geçerliliğini yitirmiş insanlar artık, Kardeşlik de istemiyorlar.
Savaş ortamına sokarak, etle-tırnağı acıtarak, çıkar sağlamayı hedefliyorlar…
Eti tırnaktan ayırmaya çalışanlar memleketim insanını kötülükle ve ayrımcılıkla beslemeye başlamıştır. Hepimiz aynı memlekette nefes alıp, yaşamaya çalışırken aklımızın almadığı şekilde; Alevîlerden nefret ediyoruz. Ermenilerden nefret ediyoruz. Kürtlerden nefret ediyoruz. Romanlardan nefret ediyoruz. Abazalardan nefret ediyoruz. Az kaldı yakında Gürcülerden, Lazlardan, Çerkezlerden, hülasa bu memlekette nefes alan her etnik kimlikten nefret edecek hala getirilmeye çalışılıyoruz! İş öyle bir noktaya geldi ki ‘beyaz’, ‘erkek’, ‘Türk’, ‘Müslüman’, ‘Sünni’ değilsen, hiç boşuna yaşama!” tavrında olan ‘tekadam’ kendi dünyasına malzeme topluyor. Ülkede toparlayıcı olmak yerine bölüştürüyor!
Oysaki ayrımcılık insanın kendisine duyduğu tiksintiyi başkasına yöneltmesinden ibarettir.
Türkiye Ulusu olarak bizler, aralarında ırk, dil, kültür, tarih vb. konularda birlik olan ve birlikte yaşama iradesine sahip insanların oluşturdukları grubuz!
Aslında böyle bir ulus; hiç kuşkusuz uyum içinde olur ve eğer bir devleti böyle bir ulusun vatandaşları oluşturuyorsa, genellikle çatışmasız yaşayabilirler.
Amaç bölünmek mi?
Vatandaş diyor ki; “Ben bölünmeyi istemem açıkçası hem nüfus azalır, hem yüzölçümü azalır hem de ülkenin stratejik değeri azalır. Sadece İstanbul'da 2 milyon Kürt yaşıyor. 21 yy. da hala 19. yy kafasıyla ulus devlet kurmak sadece İsrail ve ABD’nin işine gelir. Ortadoğu'da büyük bir İsrail ve ABD müttefiki devlet oluşturmaktır amaç. Amaç başta İran ve Türkiye'nin bölünmesiyle, Suriye ve Irak'ın bölünmesidir. Yani çok amaçlı hem Müslüman ülkeleri oyalamak onları bölüp küçültmek, Ortadoğu'da kendine müttefik yaratıp petrol bölgelerinin jandarması haline getirmektir. Türkiye bir Çekoslovakya değil ülke bölünse 50 yıl kendimize gelemeyiz iç savaş çıkar.”
69 yıllık Türkiye'nin siyasi tarihinde hezimet içinde çektiklerine baktığımda, Bu çocuk(!) 69 yaşına gelmiş hala adam olamamış dedim!" 69 yıl boyunca Türkiye'de halka yaşatılan ASKERİ ve POST MODERN darbelerden sonra "DİN DARBESİ..." ile beterin beteri var noktasındayız!
Oysa hayat bize “artık yeter!” demekte, herkesin haklarının teslim edildiği bir huzur ve evrensel kurumlaşması beklenmektedir.
Yapılması gereken her vatandaşın kendi kimliğiyle eşit ve özgür yaşayacağı yeni bir anayasal düzene geçilmesi, “Beklenenin adı da BARIŞ!”
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Ünlü oyuncu İrem Helvacıoğlu'ndan bebek müjdesi!
Başarılı oyuncu İrem Helvacıoğlu, geçtiğimiz yıl nikah masasına oturduğu Ural Kaspar ile ilk bebeklerini bekliyor. 3 aylık hamile olduğu iddia edilen oyuncu, annelik heyecanını şimdilik g...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Bu belirtiye dikkat! Bunamayı yüzde 30 artırıyor
Bilim insanları uzun yıllar bunamayı geciktirecek bir araştırma yaptı. İşitme kaybı olanları yakından ilgilendiriyor. Bu yöntem hem bunamayı hem depresyon riskini azaltıyor. Yapılan yeni araştırmada, işitme kaybının erken dönemde tedavi edilmesi bunamanın gelişimini yıllarca geciktirdiğini ortaya koydu.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.