- Seferihisar Belediyesi’nden Genç Girişimcilere Çağrı; "Fikrini Al Gel"
- Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumuna ilişkin açıklama
- Başkan Cemil Tugay’dan gençlere destek
- Silivri'deki Ümit Özdağ'ı duygulandıran mektup: 'Sevgiyle selamlıyorum'
- CHP’li Bakan’dan Kemalpaşa Belediyesi önünde açıklama: ‘Operasyonluk’ bir durum yok!
Ben Gelin Oldum!
27 Haziran, 2015“Apartmanın bahçesinde küçük kıza gelinlik giydirmişler...”
Bakışlarıyla beğenilmek istiyor yanağını okşadım.
“BEN GELİN OLDUM!” dedi…
“Bu sadece bir elbise gelinlik değil ki hem gelinlerin yaşı büyük olur!”
- Kaç peki?
- Okuyacak, üniversiteyi bitirecek, işe girecek çalışıp para kazanacak sonra… deyince şöyle bir süzdü beni bilmiş bilmiş burun kıvırdı gitti! Anne- Babası varken, çocuğa akıl vermek olmaz elbet. “Sana ne” demek de var, sonuçta bana! Kısa mesajla halletmeye çalıştım artık…
İşte ben tam burada kopuyorum Sorun burada işte kız çocuklarımızı kendi elimizle çocuk gelin ediyoruz. Kim, biz ebeveynler. Onlara bu yaşta gelinlik giydirerek bu sorunu kamçılıyoruz. Çok saf gibi duran elbisenin kimliğindeki cinsellik vurgusunu görmüyoruz. Ve kızımıza sende bir gün gelin olacaksın!” mesajını o giydirdiğimiz gelinlikle vermiş oluyoruz.
Yedi yaşlarındaki kız çocuğu üzerindeki gelinliğin eteklerini sallıyor. Salınışına kendini bırakmış kendi etrafında dönüyor!
Yedi yaşındaki kız çocuğuna giydiği elbisenin yüklediği duygular, sadece bir renk bir kumaş parçasından mı ibaret?
Yükleme tamam “BEN GELİN OLDUM/OLACAĞIM!” düşüncesiyle ebeveynler sayesinde kendini sistemin içinde bulan çocuklarımız…
Bi' nevi geleceğe hazırlama.
****
Elime bebeği tutuşturdu annem… Hadi git bebeğini doyur uyut bak!
Adı; Evcilik oyunu…
Bir fincandan çay içiyormuş gibi yapıyorsun erkek çocuğu isen, bir sopanın kılıç gibi hayal edilmesi ile gibi dayatılan hayatının rolü olan oyunları oynamaya başlıyorsun..
Unutulmaması gereken de bir gerçek var ki; seçimleri aileler yönelimleri çocuklar gerçekleştirir.
Aileler, çeşitli oyunlar, oyuncaklar ve giysiler ile çocuklarına uç noktada cinsiyeti öğretmeye çalışırlar. Erkek çocuklarına saldırganlığı öğreten, kız çocuklarına anneliği öğütleyen oyuncaklar alırlar. Bazı aileler ise “Çağımız çok kötü, kızımı erkek gibi yetiştiriyorum, kendini korusun”, “Oğlum gerektiğinde kız gibidir hatta ev işlerini yapma konusunda kızlara taş çıkartır” gibi söylemlerde bulunurlar.
Çocukların oyuncak tercihlerini biz yetişkinler belirlemiş olmuyor mu?
N’oluyor bu durumda?
Kızların arabayla, kamyonla oynaması göze batmıyor da, erkek çocuğunun pembeli bir oyuncak tercih etmesi bu cinsiyet yasağı daha çok erkeklere uygulanıyor…
ERKEKLİK EGOLARININ gelişmesi gerekiyor ya!
Sen erkeksin senin pipin var, göster!
Sen de sakın kutunu açma!
Sonra ne oluyor cinsiyetler arası uçurumlar büyüyor büyüyor çocuklar ailelerinin cinsiyet rolü komutuna göre biçimlendirilerek büyümeye başlıyor.
Çocuk cinsiyetini fark etmeye başladığında insanları cinsel kimlikleri açısından gözlemeye başlar. Modeli Anne- Babadır. Bazen yakın çevreden de model seçebilir. Bu Anne-Babanın çocuğuna olan davranışından kaynaklanır. Bu alanda da çeşitli denemeler yapar. Babasının, annesinin elbiselerini giyer, onlar gibi bir beden dili oluşturur. Ailesinden aldığı pembe ve mavi elbiselerden sonra bir de “Kızsın sen, güzel otur, aslan oğlum benim, erkekler hiç bebekle oynar mı?” gibi sözler duymaya başlar.
Kızlar pembeleşir, erkeler mavileşir!
Kız kıza evcilik oynarken evden sokaktan ev eşyasına benzer parçalar toplardık. Masanın altına girer kendimize ait bir dünyada arkadaşımız varsa da yoksa da kendi kendimizi sanal diğerinin yerine koyarak canlandırma yapar, oynardık
Karı-Koca rolleri üzerinden oynanan evcilik oyunumuzda, bebeklerimize Annelik yapmak ve çalışan, eve para getiren, eve bakan Babaya yemekler pişirmek göreviyle taa o zamanlardan geleceğimizin rolünün yükünü almıştık!
Minik ağızlardan çıkan “Karıcım-kocacım” seslenişlerinde…
Kimden rol çalıyorduk annemizden, babamızdan!
Bu oyunlara bizi kim yönlendiriyordu annemiz, babamız ve büyüklerimiz…
Hadi gidin evcilik oynayın? Yemek yapın misafir ağırlayın bebeğinizi uyutun ninni söyleyin masal anlatın, sen işe git çalış, arabayı sür falan filan…
Tabi yaratıcılık evcilik oyununun sınırlarını her zaman zorluyordu.
Bizim Evcilik oyunu zamane olmuş, vay bee!
Şimdi çocuklar arasında sevgili boyutuna gelen aşklar ve evlilik planı yapan oyunlar yaşanıyor! Miniklerin yaptığı, büyüdükçe yasaklaşır!
Bu hikâyeleri övünerek anlatan, çocuklarının aşklarından bahseden ebeveynler var!
Uzmanlara göre çocuklar, daha çok okullarında kendi sınıflarındakilere âşık oluyorlar. Bu duygularını karşısındakini öperek, “Biz evleneceğiz” diyerek gösteriyorlarmış… Evcilik oyununda önceliği aşk duyguları almış!
Akranlarını öpmek, kartları süsleyip onlara vererek duygularını göstermek, hissettiklerini anne babaları ile paylaşmak ve onlara “Biz evleneceğiz” de diyebilmek! Burada, çocukların bu aşk ifadelerine karşın ebeveynlerin yaklaşımı önemli… Onaylayan onun oyununa iştirak eden hatta “biz bu hafta nikâh kıyacağız” diye aklı sıra oyunun onaylayan bir parçası olarak komiklik yaptıklarını sanan anne-babalar ülkenin hangi coğrafyasında yaşarsa yaşasın, “çocuk gelinleri ve çocuk damatları yaratıyorlar!
İşte bu koşullu zihniyetlerin çocuklara öğretilmiş tehlikeler oluşturduğunun farkında değil sanırım… Kimlik ve cinsiyet baskısıyla yetişen çocuklara kendileri için programlanmış geleceğin ilmeği boyunlarına ebeveynleri tarafından geçirilir.
Çocuklarına birey olarak davranarak, bedenlerinin kendilerine ait olduğunu, istemediği kimsenin ona dokunmayacağı mesajını vermelidirler. Bu durum Türk toplumunda çoğu zaman es geçilen bir durumdur.
Çocuğunuzu Öperken İzin Alıyor musunuz?
Anne ve babaların çocuklarını öperken bile izin almaları, dudaktan öpme, popoya vurarak şakalaşma, genital organlara isim takma gibi davranışlardan uzak durmaları gerekir.
Çocuklarını cinsiyetleri üzerinden kendine dayatılan öğretilmiş çaresizliklerinin rollerini çocuklarına da benimseten anne-babalar olduğu sürece cinsellik üzerine yazılan hayatların bedelini çocuk gelinler ve çocuk damatlar olarak ödeyeceklerdir.
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Ünlü oyuncu İrem Helvacıoğlu'ndan bebek müjdesi!
Başarılı oyuncu İrem Helvacıoğlu, geçtiğimiz yıl nikah masasına oturduğu Ural Kaspar ile ilk bebeklerini bekliyor. 3 aylık hamile olduğu iddia edilen oyuncu, annelik heyecanını şimdilik g...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Bu belirtiye dikkat! Bunamayı yüzde 30 artırıyor
Bilim insanları uzun yıllar bunamayı geciktirecek bir araştırma yaptı. İşitme kaybı olanları yakından ilgilendiriyor. Bu yöntem hem bunamayı hem depresyon riskini azaltıyor. Yapılan yeni araştırmada, işitme kaybının erken dönemde tedavi edilmesi bunamanın gelişimini yıllarca geciktirdiğini ortaya koydu.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.