Kao(s)lisyon!

Ha Ali-Veli, Ha Veli-Ali!

Kutuplaşmaya, cepheleşmeye devam…

Ortalık, yakılıp yıkılıyor!

Komşular yanıyor, külleri bize savruluyor…

İç içe geçmiş sorunlar yumağında, TOPLUM UZLAŞMA, HUZUR VE ADALET istiyor.

Kardeşim hala anlayamadınız mı?

Türkiye toplumunun % 60’ı anayasal düzenin yeniden tesis edilmesi gerektiğini ifade etmiştir.

 Halk sandıkta AKP'ye 'seni iktidar yapmak istemiyorum' demiştir.

Aynı zamanda HALK 'parlamenter sistemden yanayım, aklınızı başınıza alın' mesajını da vermiştir.

HALK, Adalet önünde suçluların hesap vermesini istemiştir. Yolsuzlukların hesabının sorulmasını, keyfi müdahalelerin son bulmasını, herkesin anayasal çerçevesi içinde görevini sürdürmesini talep etmiştir. Buna göre de oyunu kullanmıştır.

Bir türlü geçmişin kuralsız sisteminin izleriyle siyasi geleceği onaramıyoruz!

1950’de çok partili hayata geçilirken, parti tüzükleri demokratik kurallarla donatılmadan, bazı liderlerin partilerin de serbestleşmeyi savunmaları ve uygulamalarıyla yetinildi; kurallar derlenmedi.

“TEK ADAMCILIK “ ülkeye hep zarar verdi!

Siyasi Partiler Kanunu 1965’de çıkarıldı ama hemen iki üç yıl içinde tek adam yönetimine geri dönüldü; kişilerin iradesine bağlı demokratikleşme 60’lı yılların sonuna kadar sürebildi; siyasal hayatın kurumları getirilemedi, kurallaşmadı; 1980 darbesi sonrasında tek adam yönetimi iyice yerleşti; bugünlere kadar geldik.

Sonuç; belirsizliğini koruyan bir hükümetsizlik sürecinde başsız kalan bir DEVLET!

23 Haziran'daki Meclis açılacak. 24 Haziran'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan hükümeti kurma görevi Başbakan Ahmet Davutoğlu'na düşecek.

 Ve böylece hükümetin kurulması için 45 günlük süreç başlayacak.

Şayet ALİ-VELİ bu sürede hükümeti kuramazsa; Cumhurbaşkanı'nın ülkeyi ne yazık ki(!)  –bir seçim sever olarak(!)- erken seçime götürme yetkisi var.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP ve HDP ile işbirliğini Devlet Bahçeli’ye Başbakanlık teklifini de(!) yaparak fedakârlığını son noktasına kadar zorladı.

Buna rağmen, Bahçeli’nin kırmızı çizgileri ülkenin kurtarıcısı sanki!

O zaman alaydınız bütün oyları, olaydınız tek başına İKTİDAR!

Kıfayetsiz muhterislikle yol alma zamanı değil…

Siyasi belirsizlik ve koalisyon hükümetinin kurulma sürecinin uzayabileceği endişesi TL'yi baskı altına alıyor.

İş Dünyası da koalisyon yakıştırmalarına dahil oldu.

AKP-CHP koalisyonu olabilir mi?

CHP yolsuzlukların hesabını nasıl soracak? Bu ancak KAO(S)LİSYON HÜKÜMETİ olabilir.

Yargı sisteminin rayına oturtulması, eğitim sistemindeki karmaşanın giderilmesi için 4 yıllık hükümet döneminin ilk iki yılının AKP’de olmaması gerekiyor…

Kısaca, CHP, AKP’ye güvenmiyor! Başbakanlığı da bırakmak istemez…

AKP’den Başbakanlık isteyen CHP lideri, MHP’ye başbakanlık koltuğunu öneriyorsa, bu Bahçeli’ye olan bir güvenin sonucudur.

Bahçeliye güvenilir mi?

Devlet Bahçelinin ilkeleri/kırmızı çizgileri varmış!

Tarih diyor ki; Senin kırmızı çizgilerin hep AKP'nin çatlaklarını onardı!"

MHP - AKP'nin söküğüne yama olur ancak...

Bu ülkede herkes ektiğini biçiyor aslında ama farkında değil.

 Kimsenin ülkenin menfaatini düşündüğü yok.

Seçimde sandıktan çıkan DÖRT PARTİ tek başına elini-kolunu kıpırdatamayacağı sonucuna halkın kararı ile ulaştı!

Demek ki halk “AYAĞINIZI DENK ALIN VE BİRLİK OLUN” mesajını vermiştir.

Uyuyan güzeller, “Takkeyi önünüze bi koyuverin” bakem!

Türk siyasetinin dönem adamı Süleyman Demirel de(!) "Dün dündür, bugün bugündür",diyordu.

İşte bugün "bu dünya ne sana ne de bana kalmaz" diyoruz!

O da gitti. Rahmet Eylesin…

Siyasetçiler GARK(!) olmuş mudur!