Seçim formülü; ''Borçlu Halk, İstikrar İstiyor''

Ev, konut gibi büyük harcamalar için vatandaşın kredi kullandığını ve borçları bitene kadar da siyasi istikrar istediğini ifade eden iktidarın halkı borç batağına köle etme ve köşeye sıkıştırma formülüdür.

Bakalım, denize düşen halk İSTİKRARA(!) sarılmaya devam edecek mi?

2002’den bugüne kadar ülkenin ekonomik durumuna bakmak için halka soralım;

İcra takibiniz var mı?

Bankalar tarafından ‘kara liste’ye alındınız mı?

Kredi kartı hesabınız bankaların yasal takibinde mi?

Borç batağında mısınız?

Kullanılabilir geliriniz var mı?

Borçlarınız ödeyebilecek gelire sahip misiniz?

Geçinebiliyormusunuz?

Her yıl büyüyen borç, birçok tehlikeyi ve olumsuzluğu da bünyesinde barındırmaktadır.

Üretim, yatırım ve istihdamın azaldığı bu sürecin varacağı nokta işsizlik ve yoksulluktur.

Halkın durumu hiç iç açıcı görünmüyor.

Hane halkı borcunun son 12 yılda nasıl katlanarak arttığını da görelim;

2002’de tüketici kredisi miktarı 2 milyar liradan 2013’te 247 milyar liraya yükselmiştir.

Demek ki borç 12 yılda 124 kat artmış.

Demek ki hane halkı hali hazırda kullanılabilir gelirinin % 55’ini harcamış durumda!

Bu durum Türkiye’de yaşanacak herhangi bir küçük durgunluğun bile ne derece kırılgan ve dayanıksız olduğunu ortaya koyuyor.

 2002’de batık tüketici kredisi borcu 278 milyondan, 2015’de 127 kat artarak 12.6 milyar liraya tırmanmıştır.

İcraya verilen tüketici kredi borçları 7.2 milyar liraya ulaşmıştır.  

2014’de tüketici kredisi borcunu ödeyemeyen 669 bin 383 kişi de icra takibinde...

Türkiye ekonomisi düzelir mi?

Amerika Merkez Bankası FED’in 2014 raporundaki risk analiz testinde Türkiye, 15 büyük gelişmekte olan ülke içinde en kırılgan olarak tanımlanıyor.

Kullanılan 6 kritere göre kamu borcu hariç diğer 5 kriterde Türkiye, en kötü sınıfta yer alıyor.

FED, IMF ve Dünya Bankası raporlarındaki veriler, bundan sonraki küresel krizin gelişmekte olan ülkelerde olacağını gösteriyor.

2009-2013 döneminde gelişmekte olan ülkeler ortalama % 5.3 büyüdü. Türkiye’nin gösterdiği büyüme performansı % 3.9…

2008’den bu yana alınan her 1 dolar dış borç sadece 0.45 dolarlık büyüme yarattı. Son 6 yılda dış borç 121 milyar dolar artarken milli gelir sadece 55 milyar dolar arttı...

İç tasarruf da Türkiye son 12 yılda yüzde 23’lerden yüzde 12’lere kadar düşmüş. Üretmeden tüketen bir toplum haline geldik.

Basit bir hesapla, “hane halkı 100 Liralık kazancının 3.4 Lirası kadar borçlu iken bugün 100 liralık kazancının 55.2 lirasını borçlanmış” diyebiliriz…

Geçen 12 yıl vatandaşı korumak ve doğru yönlendirmek yerine halkı teşvik ederek borç sarmalına soktu. Halk kısır döngü içinde debelenip duruyor, doğru hamleyi de yapamıyor.

Borç batağında yaşayan ve borç kölesi olan “BORÇLU HALK” 7 Haziranda ‘İSTİKRAR’ vaadine bu kez oy verecek mi(!) göreceğiz bakalım!