Yukarı
425868

Vücudunuz paslanmasın

03 Mayıs 2025 11:19

Hızlı yaşlanmanın gizli nedenlerinden biri olan oksidatif stresin hücrelere hasar verip, vücudu adeta paslandırdığını belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, bu sorunla başa çıkma yollarına dikkat çekti.

Oksidatif stres, normal stresten farklı bir durum… Vücudun normal metabolik faaliyetleri sırasında ürettiği ya da dışarıdan aldığı ‘serbest radikal’ olarak bilinen zararlı kimyasalların hücreler üzerinde oluşturduğu hasar olarak tanımlanabilir.

‘’Vücudumuzda fazla miktarda serbest radikal oluştuğunda, daha erken yaşlanırız. Bu durumu, demirin paslanmasına benzetebiliriz. Demir nasıl oksijenle temas ettiğinde paslanıyorsa, vücudumuz da serbest radikallerin etkisiyle oluşan oksidatif stresle paslanıp, yaşlanır’’ diyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, bu sorunla başa çıkma yollarını şöyle açıkladı:

Prof. Dr. Derya Uludüz

Oksidatif stres nasıl oluşur?

Serbest radikaller, gün içinde maruz kalınan çevre kirliliği, bazı besinler, ilaçlar, sigara dumanı ve radyasyonla vücutta birikir.

Bu kimyasalların hücrelere zarar vermesi de oksidatif strese neden olur. Vücudumuzda fazla miktarda serbest radikal olduğunda, bu durum hücrelerimizin daha hızlı eskimesine yani erken yaşlanmaya yol açar. Bu durumu, demirin paslanmasına benzetebiliriz; demir nasıl oksijenle temas ettiğinde paslanıyorsa, vücudumuz da serbest radikallerin etkisiyle paslanmaya başlar.

Bu paslanma süreci de, cildimizde kırışıklıklara, organlarımızda işlev bozukluklarına ve genel olarak sağlığımızın bozulmasına yol açar.

Vücut tarafından üretilen antioksidanlar

Vücudu erken yaşlanmaktan korumak için antioksidanlar önemlidir. Bazıları vücut tarafından üretilir. Ancak yaşla birlikte azaldığından besinlerle yerine konmalıdır:

Glutatyon: Vücudun ana antioksidanıdır ve hücresel düzeyde serbest radikallerle savaşır. Glutatyon, hücrelerin enerji üretim merkezleri olan mitokondrileri koruyarak enerji metabolizmasını destekler. Ispanak, avokado, kuşkonmaz yüksek glutatyon içerir. C vitamini bakımından zengin turunçgiller vücutta glutatyon üretimini destekler. Ceviz, badem, kabak çekirdeği de glutatyon seviyelerini artırır.

Süperoksit Dismutaz (SOD): Süperoksit radikallerini hidrojen peroksite dönüştüren bu enzim, oksidatif stresin ilk savunma hattıdır. Doğal kaynakları lahana, bezelye, brokoli ve ıspanaktır.

Katalaz: Hidrojen peroksidi suya ve oksijene ayrıştırarak hücreleri oksidatif hasardan korur. Tatlı patates, havuç, kırmızı biber, mantar, soğan, sarımsak, brokoli, lahana, karnabahar gibi yiyeceklerde bulunur.

Koenzim Q10: Enerji üretiminde önemli rol oynar ve mitokondrilerde serbest radikalleri nötralize eder. Kırmızı et, tavuk, balık ve yumurta gibi hayvansal protein kaynaklarında yüksek miktarda bulunur.

Nasıl önlenebilir?

Oksidatif stresi kontrol altına almak için yaşam tarzı ve diyet değişikliği şarttır…

Sağlıklı beslenin: Araştırmalar antioksidan kapasitesi yüksek besinlerin, hücreleri yaşlandıran serbest radikalleri emme kapasitesinin yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Dolayısıyla düzenli olarak tüketildiklerinde oksidatif stresi azaltan meyve ve sebzeler şöyle sıralanabilir:

C vitamini: Suda çözünen bir antioksidandır ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarını destekler. Portakal, limon, greyfurt gibi narenciyelerde, çilekte, kuşburnunda, kivide ve brokolide bol miktarda bulunur.

E vitamini: Yağda çözünen bir antioksidandır ve hücre zarlarını korur. Kuruyemişler, tohumlar ve yeşil yapraklı sebzeler en  iyi kaynaklardır.

Selenyum: Glutatyon peroksidaz enzimlerinin bileşenidir ve oksidatif hasara karşı koruma sağlar. Deniz ürünleri, et ve tahıllarda bulunur.

Egzersiz yapın: Düzenli fiziksel aktivite, vücudun antioksidan savunma mekanizmalarını güçlendirir. Egzersiz sırasında oluşan geçici oksidatif stres, vücudun adaptasyon kapasitesini artırarak uzun vadede oksidatif stresle daha iyi başa çıkmasını sağlar.

Zararlı alışkanlıklardan uzak durmak: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, vücutta serbest radikal üretimini artırarak oksidatif stresi tetikler. Bu nedenle, bu tür alışkanlıklardan kesinlikle uzak durulmalıdır.

Susamadan su için: Gün içinde susama hissini beklemeden 2 litre su içmeyi ihmal etmeyin. Serbest radikaler lenf yoluyla atılır. Lenfler de suyla çalıştığı bol su içmek bu açıdan da çok önemlidir.

Stresinizi yönetin: Kronik stres, oksidatif stres seviyelerini artırabilir. Stres yönetimi teknikleri, oksidatif stresin etkilerini azaltmada önemli rol oynar. Derin nefes alma egzersizleri ve doğada zaman geçirmek gibi aktiviteler, stresi azaltmaya yardımcı olabilir.

sözcü



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Kolesterolü doğal yollarla düşürmek mümkün mü?

İlaç kullanmadan kolesterol seviyesini düşürmek isteyenler için umut verici çalışmalar var. Ancak her doğal yöntem bilimsel değil. Bitkisel kürlerden diyet takviyelerine, Akdeniz mutfağın...

Gebelikte yapılıyor, doğumdan sonra hayat kurtarıyor!

Gebelikte yapılan boğmaca aşısı, bebekleri doğumdan sonraki ilk aylarda karşılaşabilecekleri ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyor. Aşı, artık rutin bağışıklama programında ye...


Şekerli kahve içenler dikkat! Korkutan ölüm riski detayı

Bilim insanlarının yaptığı son araştırma kahvenin yeni boyutlarını gözler önüne serdi. Kahve tiryakilerini ilgilendiren önemli detay ortaya çıktı. ABD’de Tufts Üniversitesi’ne bağlı Geral...

Sıcak çarpması kapıda: Vücudunuz alarm veriyor

Yüksek sıcaklıklar ve yetersiz sıvı alımı, yaz aylarında güneş çarpması riskini artırıyor. Doç. Dr. Veysel Kıdır, sıvı kaybının hayati sonuçlara yol açabileceğini belirtti.İç Hastalıkları...


Hap mı, bitki mi? Ne işe yarıyor, ne zararlı?

Uykusuzluğa karşı çare olarak görülen her ürün güvenli değildir. İlaçlar, çaylar, takviyeler… Peki hangisi gerçekten işe yarıyor? 50 yaş üstünde uyku destek ürünleri bilinçsizce kullanılı...

Akciğer kanseri neden hâlâ bu kadar ölümcül?

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Cengiz Şen, akciğer kanserinin her yıl yaklaşık 2 milyon kişinin ölümüne yol açtığını belirterek erken teşhisin önemine dikkat çekti. Dr. Şen, özellikle siga...


Beyin sisi, alzheimer değildir!

Kelimeleri bulamıyor, dalıp gidiyor, ne okuyorsan aklında tutamıyorsan bu bir hastalık olmayabilir ama ihmal de edilmemeli. Beyin sisi tıpkı Alzheimer ya da bunama gibi hissettirse de geç...

Kalbinizde plastik olabilir mi? Uzmanından kritik açıklama

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Demir, mikroplastiklerin yalnızca sindirim sistemini değil; kalp, beyin ve böbrekleri de tehdit ettiğini belirtti. Mikroplastiklerin vücutta iltihap ol...


35 yaş üstündeyseniz belirtiler erken başlıyor

Kadınların hayatında önemli bir dönüm noktası olan menopoz, her bireyde farklı belirtilerle ortaya çıkabilir. Ancak bazı sinyaller, bu sürecin daha zorlu geçebileceğine işaret eder. İşte ...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Hakan Kurtaş’tan Birce Akalay’a doğum günü mesajı: 'Aşığınım'

Ünlü oyuncu Birce Akalay 41’inci yaşına girerken, sevgilisi Hakan Kurtaş’tan sosyal medyada aşk dolu bir kutlama geldi. Kurtaş’ın paylaşımı takipçilerden yoğun ilgi gördü. Son olarak Meza...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Kolesterolü doğal yollarla düşürmek mümkün mü?

İlaç kullanmadan kolesterol seviyesini düşürmek isteyenler için umut verici çalışmalar var. Ancak her doğal yöntem bilimsel değil. Bitkisel kürlerden diyet takviyelerine, Akdeniz mutfağından yaşam tarzı değişimlerine kadar doğal yöntemlerin etkisi ne kadar gerçek?

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR