İstanbul Barosu'na 'terör' fezlekesi: 12 yıla kadar hapis talebi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Barosu hakkında 'terör' fezlekesi hazırladı. "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Basın Yoluyla Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yaymak" suçlarından İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile beraberindeki 10 yönetim kurulu üyesi hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle fezleke düzenlendi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, İstanbul Barosu hakkında, “örgüt propagandası yapmak" ve "Basın yoluyla halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" iddiasıyla  İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile beraberindeki 10 yönetim kurulu üyesi hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle fezleke hazırlandı.

Fezlekede, İstanbul Barosu yönetiminin yayınlanan basın açıklaması ile "güvenlik güçlerini terörle mücadele kapsamında etkisiz hale getirdikleri" ileri sürüldü. Ayrıca örgüt mensuplarına yönelik güvenlik güçlerinin faaliyetini "savaş suçu" kapsamında ifade ettikleri iddia edildi.

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre; fezlekede, baronun, Kuzey ve Doğu Suriye’de öldürülen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin ile ilgili 21 Aralık 2024'te baronun resmi X hesabından "Uluslararası İnsancıl Hukuk Uygulansın" başlıklı yaptığı açıklaması suçlama konusu yapıldı.

GAZETECİLER ‘ÖRGÜT ÜYESİ’ OLARAK GÖSTERİLDİ

Fezlekede, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in, gazeteci olmadığı ileri sürülerek, çatışmada yer alan “örgüt üyeleri” olduğu iddia edildi.

Baronun da yaptığı açıklamada Daştan ve Bilgin’in gazeteci olduğu, öldürülmelerinin “savaş suçu” olduğu yönündeki beyanları suçlama konusu yapılarak, paylaşımın “örgüt üyeliğine özendirici mahiyette" olduğu iddia edildi.

Fezlekede, yapılan açıklamayla İstanbul Barosu’nun “örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği veya bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yaptığı” öne sürüldü.

Fezlekede, ayrıca baronun “ülkenin iç ve dış güvenliği ve kamu düzeni ile ilgili gerçeğe aykırı bilgilerle halkı yanıltarak algı oluşturmaya çalıştığı, devletin kurum ve organlarına duyulan güveni olumsuz etkilemeye çalışarak, halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle hareket ettikleri” iddia edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “kovuşturma izni” talebiyle hazırladığı fezlekeyi Avukatlık Kanun’u kapsamında en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Cumhuriyet