İBB’nin ara tatilde minikler için düzenleyeceği etkinlikler yarın başlıyor
İBB, bu yıl beşinci kez düzenleyeceği Uluslararası Çocuk Hakları Festivali ile çocuklara hem eğlenme hem de haklarını öğrenme fırsatı sunuyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2019’da Ekrem İmamoğlu başkan seçildikten sonra çocuk ve gençlere yönelik nitelikli çalışmalara imza atması vaatler arasındaydı. Tüm siyasi baskılara karşın İstanbul’un en değerli yerlerine yurtlar ve kütüphaneler açılırken çeşitli festivaller düzenlendi. Bunların arasında en önemlilerinden birisi bu yıl beşinci kez İBB Kültür tarafından düzenlenecek olan Uluslararası Çocuk Hakları Festivali. Birleşmiş Milletler’in 1989’da kabul ettiği Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin ilkelerini temel alan festivalin programında toplam 108 etkinlik yer alıyor. Etkinlikler çocukların önerileri alınarak belirleniyor.
Bu yıl 11-23 Kasım tarihleri arasında yapılacak festivalde çocuklar yaratıcı drama, dans, yaratıcı yazarlık, resim, kostüm, felsefe, müzik atölyelerinden tiyatroya, sinema filmlerinden Karagöz oyununa, masal anlatımından çocuk şarkıları konserlerine birbirinden renkli etkinliklere katılıp eğlenirken aynı zamanda haklarını da öğrenecekler.
Festivalin etkinlikleri Artİstanbul Feshane, Bulgur Palas, İBB Arnavutköy Kültür ve Yaşam Merkezi, Çubuklu Silolar, Turhan Selçuk Kültür Evi, İBB Prof. Dr. Adem Baştürk Kültür Merkezi, İBB İdris Güllüce Kültür Merkezi ve İBB Kültür Habitat Sahne’de çocukları ağırlayacak.
Festivalin koordinatörü Gülbahar Pay ve İBB Kültür Dairesi Başkanı T. Volkan Aslan ile festivali konuştuk.

* Festivaldeki etkinliklerin belirlenme sürecinde çocukların önerilerinin programa dahil edilme mekanizması nasıl işledi?
Gülbahar Pay: Bu festivalde özellikle katılım hakkını vurguluyoruz. Katılım hakkı, çocukların sadece alanda bulunması değil, aynı zamanda o alanın şekillenmesinde belirleyici olması anlamına geliyor. Bu nedenle, çocukların en başından itibaren sürece dâhil olmasını bir ilke olarak benimsiyoruz.
Elbette bu, “hadi hemen yapalım” diyebileceğimiz kadar kolay bir süreç değil; aksine köklü bir alışkanlığı tersine çevirmek, gemiyi tersine yüzdürmek gibi bir çaba gerektiriyor. Bu yüzden attığımız her adımın hem yeni hem de çok hassas olması önemli. Öncelikli hedefimiz, çocukların özne olduğunu ve belirleme hakkına sahip olduklarını yetişkinlerin kabul etmesi. Yani bu ilkenin önce yetişkinler arasında duyulması ve içselleştirilmesi gerekiyor.
Bu soruyu sormanız bile çok kıymetli, çünkü festivalin bu yönünü görünür kılmak, asıl hak öznesine yani çocuğa sorarak belirleme yapmanın ilham verici olabileceğini gösteriyor. Çocukların kendilerini ifade edebilecekleri alanlar oluşturmak için drama etkinlikleri, ortak masa çalışmaları gibi yöntemlerle katılımlarını sağlıyoruz. Bu süreçlerde yer alan yetişkinler olarak onlara saygı duyduğumuzu, fikirlerini ciddiye aldığımızı göstermek istiyoruz. Çünkü çocukların hak öznesi olduklarının farkına varmaları da ancak bu deneyimlerle mümkün.
Aslında biz çocuklardan çarpıcı öneriler beklemiyoruz. Daha çok, yetişkinlerin çocukların en doğal hâlleriyle söz sahibi ve belirleyici olabilecekleri bir alan açmayı öğrenmelerini önemsiyoruz. Her yıl bu alandaki pratiklerimizin daha da zenginleştiğini söyleyebiliriz.
Elbette katılan her çocuğun düşüncelerini paylaşması çok kıymetliydi. Özellikle kapsayıcılığa vurgu yapan işaret dili çevirisi önerisini söyleyebilirim. Programımızda işaret dili çevirisinin olduğu etkinliklere yer vererek festivalin erişilebilirliğini arttırmaya gayret ettik.
‘KÜLTÜR HAKKI, KENT HAKKI’
* Festivalin bir toplumsal bilinç ve politika gelişimi hedefi var. Bu süreç için de bütün yıla yayılması gerekiyor. Yıl içine yayılacak, kalıcı adımlar planlanıyor mu?
Gülbahar Pay: Evet, bu sürecin hem yılın tamamına hem de farklı kurumlara yayılması gerektiğine inanıyoruz. Festival, görünür olarak bir haftalık bir dönemde sahnede yer alsa da, aslında hazırlık süreci yılın büyük bir bölümüne yayılıyor.
Hayalimiz, çocuk haklarını merkeze alan etkinlikleri sadece festival haftasında değil, yılın her döneminde sürdürebilmek. Bu etkinliklerin de çocukların talepleri doğrultusunda çeşitlenmesi ve yaygınlaşması bizim için çok önemli.
İBB Kültür olarak, “Kültür Hakkı, Kent Hakkı” misyonuyla hareket ediyoruz. Bu doğrultuda çocuklara yönelik sanat eğitimleri, onların kendilerini ifade edebilecekleri yaratıcı alanlar ve katılımcı programlar için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.
* İşaret dili, sesli betimleme atölyeleri ve hastanede tedavi gören çocuklar gibi kırılgan gruplara yönelik özel etkinlikler hakkında daha detaylı bilgi alabilir miyiz? Bu grupların festival deneyimini zenginleştirmek için nasıl yöntemler kullanılıyor?
Gülbahar Pay: Festivalde en temel önceliklerimizden biri sağlamcılığa karşı çıkmak. Çünkü bu çalışma bir yerel yönetim faaliyeti ve eğer haklar herkes içinse, festival de herkes için olmalı. Ancak gerçekten “herkes için” bir alan yaratmak istiyorsak, çok yönlü bir gözlem, gözetim ve özveriyle hareket etmek gerektiğini düşünüyorum.
Kırılgan gruplar dediğimiz çocuklar da en az diğerleri kadar hak öznesi. Onlarla temas kurarken yalnızca ihtiyaçlarını değil, onlara nasıl yaklaştığımızı, nasıl bir sunum biçimi oluşturduğumuzu da dikkatle gözetiyoruz. Bu hassasiyet aslında festivalin bütün çalışmalarına yön veren bir ilke. Çünkü özünde çocukluğu gözetiyoruz; fakat hepimiz eşit şartlarda yaşamıyoruz. Aramızda eşitsizlik yaratan birçok neden var ve bu gerçekleri yok sayarak tek tip bir “çocuk figürü” üzerinden içerik üretmek, doğrudan bir hak ihlali anlamına gelir.
Bu nedenle tüm etkinliklerde farklılıkları göz önünde bulundurarak, her çocuğun erişebileceği biçimde içerikler tasarlamaya gayret ediyoruz. Tüm bu özenli gözetimin amacı, eşitsizliği bir nebze olsun azaltmak ve erişilebilirliği artırmak.
* Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği iş birliğiyle, 6 Şubat depremi sonrası çocukların eserlerini içeren "İyileştiren Hikâyeler" sergisi, travma ve iyileşme temasını ele alıyor. Gülbahar Pay: Bu serginin çocuk hakları çerçevesinde "iyileştirici" rolü nasıl tanımlanabilir ve festival ziyaretçilerinde hangi farkındalığı yaratması hedefleniyor?
6 Şubat, hepimizin ortak hafızasında derin bir yara. Her afetin bireylerde bıraktığı etkiler farklı olsa da, bu etkinin varlığını kabul etmek ve onarmaya çalışmak toplumsal bir sorumluluk. Çocuklar için bu süreçte en önemli şey, duygularını dışa vurabilecekleri alanlara sahip olmaları. Çünkü çocukluk döneminde ifade imkânı bulmak, iyileşmenin en temel adımlarından biri.
Sanat bu anlamda çok güçlü bir araç. Çocukların duygularını sanat yoluyla ifade edebilmesi, hem kendilerini anlamalarına hem de yaşadıkları travmayı dönüştürmelerine yardımcı oluyor. Bu süreci sanat pedagojisi rehberliğinde yürütmek ise onları daha da güçlendiriyor.
Bu sergi, öncelikle katılan çocuklar için bir ifade ve yeniden anlamlandırma alanı sunuyor. Ancak aynı zamanda, yetişkinlere de çocukların dünyasında nelerin yer ettiğini görme imkânı veriyor. Yetişkinler olarak çocukların iyileştirici çabasına kulak vermek, bizim içimizdeki yaralı çocuğa da umut verebiliyor. Ayrıca, çocukların birbirlerinin hikâyelerini görmesi, aralarında bir dayanışma ve ortaklık duygusu yaratıyor. Bu da serginin en kıymetli taraflarından biri. Bu çalışmayı özveriyle yürütüp, sergiyi hazırlayan Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği’ne de ayrıca çok teşekkür ederim.
‘MAHALLE MAHALLE ÇOCUKLARLA BULUŞUYORUZ’
*5. Uluslararası Çocuk Hakları Festivali'nin temel hedefi "İstanbul'un çocuk dostu bir şehir olması”. Bu vizyonda, sadece farkındalık yaratmanın ötesinde, İBB olarak somut, çocuk odaklı hangi politikaların inşasına katkıda bulunuyorsunuz?
T. Volkan Aslan: Kendi açımızdan kültür politikaları bağlamında çocuk politikasını çalışıyoruz.
İBB’de çocuk politikası üreten İBB Çocuk gibi önemli bir kurumumuz var.
Bizim asıl hedefimiz kültür hakkı meselesinde çocukların kültür hakkını, çocukların kültür sanata erişim hakkını ve kültür sanatla alacakları eğitimlerin hakkını çocuk politikalarının içerisinde sağlayabilmek… Bizim için politikamızın en önemli bölümlerinden birini oluşturuyor çocuklar.
Bir taraftan biz çocukların demokratik bir biçimde hangi gelir durumuna sahip olursa olsun, hangi eğitim durumuna sahip olursa olsun kültür ve sanata eşit bir biçimde erişmesini sağlamaya çalışırız. Bunun yanı sıra bu erişimi sağlamanın önemli nitelikleri var. Bunlardan en önemlisi de nitelikli kültür eserlerine, nitelikli sanat eserlerine ulaşmalarını sağlamaya çalışırız. Hem pedagojik hem de sanat estetiği açısından değerlendirerek mümkün olduğu kadar bu erişimin de sağlıklı olmasını ilke ediniriz. Her kültür merkezimizde, her Miras alanımızda, kültür kurumumuzda muhakkak çocuklar için alanlar oluştururuz. Bu alanlarda çocukların hem kültür sanatla hem de sanat eğitimleriyle buluşmasını sağlamaya çalışırız.
Aynı zamanda çocuklarımızın kültür merkezi ve miras alanları dışında da kültür ve sanatla buluşabilecekleri ortamlar oluşturulmaya çalışırız.
Bunu da mobilize olarak yaparız. Sahnebüs, Sinebüs programlarımızla, çocuk filmlerimiz festivalimizle, çeşitli tır programlarımızla, mobilize olarak da mahalle mahalle, köy köy gezer ve çocuklarla bir şekilde İBB KÜLTÜR olarak buluşmaya çalışırız.
Bunun yanı sıra çocukların sahnede olabilme meselesine ilişkin programlar üretiriz.
İBB Çocuk Korosu gibi, yen, çalışmalarına başlayacak, duyuracağımız İBB Çocuk ve Gençlik Halk Dansları Topluluğu gibi projelerimizle de üretimlerinin sahneyle buluşmasını sağlamaya ve mümkün olduğu kadar da onların sanatsal eğilimlerini ve sanatsal yeteneklerini geliştirmeye çabalarız. Ve bu bizim ana hedeflerimizdendir.
Bunun için bütçe oluştururuz, bunun için programlar oluştururuz, bunun için eğitimler düzenleriz.
cumhuriyet
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Gazeteci Korcan Karar’ın “Anıtkabir” sergisi İzmir’de açıldı
Gazeteci ve haber sunucusu Korcan Karar’ın 20 fotoğraftan oluşan “Anıtkabir” sergisi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İZDENİZ’in desteğiyle Vasıf Çınar Meydanı Sergi Alanı’nda açıldı. Açı...
Tiyatro, konser, festival ve daha fazlası: Bu haftanın etkinlikleri...
Tiyatrodan konserlere, film festivallerinden sanat fuarlarına çeşitli etkinlikler sanat tutkunlarını buluşturacak. Dünyanın farklı şehirlerinde bu hafta, tiyatrodan konserlere, film festi...
Edirne Devlet Tiyatrosu'nda 'Rüstemoğlu Cemal'in Tuhaf Hikayesi' adlı oyun...
"Rüstemoğlu Cemal'in Tuhaf Hikayesi" adlı oyun 18-19 ve 20 Kasım tarihlerinde Edirne Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenecek. Tarihi Ekmekçizade Ahmet Paşa Kervansarayı'nda, İzmir Devlet Tiyatr...
Bir buçuk aylık tasarım yolculuğunda 90 etkinlik 2200 katılımcı
İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Akdeniz Akademisi tarafından bu yıl onuncusu düzenlenen İyi Tasarım/Good Design İzmir, “Dirlik” temasıyla bir buçuk ay süren tasarım yolculuğunu tamamlad...
Mine Söğüt, Yaşayan Kütüphane Sohbetleri’ne konuk oluyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin "Yaşayan Kütüphane" yaklaşımı ile başlattığı Yaşayan Kütüphane Sohbetleri’nin ikincisi, yazar Mine Söğüt ile 11 Kasım Salı gerçekleştirilecek. Çağdaş edeb...
Yeşilçam’ın usta oyuncusu Salih Güney'den üzen haber
Yeşilçam'ın usta oyuncusu Salih Güney, KOAH'a (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) yakalandığını açıkladı. Şişli'de yolun karşısına geçmeye çalışan Türk sinemasının efsane jönlerinden En...
Beste Sırapınar’a “Yılın En İyi Kadın Gazetecisi” ödülü
21. Altın Başarı Ödülleri töreninde, gazetecilikten spora, tiyatrodan sinemaya kadar birçok alanda yılın en başarılı isimleri ödüllendirildi. Demirören Medya’dan Beste Sırapınar da “Yıl...
Efes Selçuklu çocuklar Atatürk’ü anlatacak
Çocukların Atatürk sevgisini ve Cumhuriyet bilincini sanat aracılığıyla ifade etmelerini destekleyen Efes Selçuk Belediyesi, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü dolayısıyla çocuklara yönelik “At...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Bir Başkadır dizisi 5 yıl sonra geri dönüyor
Netflix’in fenomen dizisi 'Bir Başkadır', beş yıl aradan sonra ikinci sezonuyla yeniden izleyici karşısına çıkıyor. Aralık ortasında sete çıkması planlanan dizinin yeni sezonu, 4 bölüm ol...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Beyninizin iyi çalışıp çalışmadığını nasıl anlarsınız?
Beynimiz de tıpkı kalbimiz, kaslarımız ve cildimiz gibi zamanla yaşlanır. Tabii yaşlanma hızı herkeste farklıdır Bunu anlamak için bazı sinyalleri dikkate almak gerekir. Yaş ilerledikçe diğer organlar gibi beynimiz de yıpranır. Stres, uykusuzluk, beslenme, vücudumuzdaki toksin birikimi ve hareketsizlik gibi etkenler de bu süreci hızlandırabilir.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.