
Erken yaşlandıran 5 neden
Prof. Dr. Derya Uludüz hayatımızdaki bazı faktörlerin sürekli enerjimizi tüketip, bizi fiziksel ve zihinsel olarak daha hızlı yaşlandırdığını belirtti.
Uzmanlara göre genetik ve bazı hastalıklar kadar çevresel etkenlerle yanlış alışkanlıklar da yaşlanma sürecini hızlandırıyor.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz işte bu faktörlere ve etkilerine şöyle dikkat çekti:
BUNLARA DİKKAT!
- Hızlı yaşlanmaya karşı, sağlıklı ve dengeli beslenmek çok önemli. Mümkün olduğu kadar GDO’lu, katkılı, mısır şuruplu, trans yağlı hazır gıdalar tüketilmemeli. Vitamin ve mineral deposu, Omega-3 gibi sağlıklı yağlar içeren gıdalar tercih edilmelidir. Tabii gün içinde bol bol da su içilmelidir.
- Hareket de çok önemli… Düzenli egzersiz, en azından her gün yürüyüş yapılmalı. Yaşamın olumlu yönleri görülmeye çalışılmalı ve mümkün olduğu kadar hayata pozitif bakılmalıdır.
- Cilde hasar veren alkol ve sigaradan uzak durulmalı. Cilt nemlendiricilerin paraben, parfüm, alkol içermemesine dikkat edilmeli, mümkün se doğal olanları tercih edilmeli. Cilt düzenli olarak doğru ürünlerle mutlaka temizlenmelidir.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz
GÜNEŞTEN UZAK DURMAK
Güneş ışığının fazlası zararlı ancak günde 15-20 dakika koruyucu kullanmadan güneşlenmek şart. Çünkü bu durum vücudumuzun doğal D vitamini fabrikasını çalıştırır. D vitamini, kemik sağlığından kalp sağlığına, bağışıklık sistemimizin güçlendirilmesine kadar birçok önemli işlevi destekler. Dolayısıyla erken yaşlanmamızı da önler.
Güneşin en çarpıcı etkilerinden biri enerji seviyemiz üzerinedir. D vitamini üretimi için gerekli olan güneş ışığı, serotonin üretimini tetikler yani mutluluk hormonumuzun katalizörüdür. Güneş ışığı alamadığımızda, serotonin seviyemiz düşer, bu da enerji düşüklüğü ve halsizlik hissi yaratır.
Güneş ışığı aynı zamanda melatonin üretimimizi de düzenler, bu da sağlıklı uyku düzeni ve canlı bir cilt için için elzemdir.
AŞIRI DÜŞÜNMEK
Beynimiz, vücudumuzdaki en meşgul organımızdır. Kalbimiz gibi o da asla uyumaz ve sürekli çalışır. Ancak bazen, özellikle de aşırı düşündüğümüz zamanlarda, beynimiz normalden fazla mesai yapar.
Bu sürekli “ne olacak?” ya da “keşke şöyle yapsaydım” tarzı düşüncelerle beynimiz sürekli çalışır.
Düşünmek, aslında oldukça enerji tüketen bir işlemdir. Beynimiz, vücut enerjimizin yaklaşık yüzde 20’sini kullanır, bu da onun küçük ama işlevsel bir enerji santrali olduğunu gösterir.
Aşırı düşündüğümüzde, bu santraldeki makineler aşırı yüklenir ve ‘enerji kesintilerine’ yol açar. Yani, bedenimiz ve zihnimiz yorgun düşer, tükenir.
Aşırı düşünmek sadece anlık yorgunlukla kalmaz; stres hormonları olan kortizol ve adrenalin seviyelerimizi de artırır. Bu hormonlar, vücudumuzda inflamasyona (iltihaplanma) neden olabilir ve hücrelerimizin yaşlanma sürecini hızlandırır. Ciltte yeni kırışıklıklar belirir. Zihnimizde derin izler bırakan bu durum, yüzümüze kırışıklık olarak yansır. Fiziksel olarak da kendimizi daha yaşlı hissetmeye başlarız.
STRES
Stres, bedenimizde “savaş ya da kaç” tepkisini tetikler. Bu tepki, antik çağlarda, bir mağara adamı olarak vahşi bir hayvanla karşılaştığınızda hayatta kalmanızı sağlayan şeydi. Ancak modern dünyada, bu vahşi hayvanlar iş toplantıları, trafik ve sürekli gelen bildirimler şeklinde karşımıza çıkar.
Kronik stres altında vücudumuz sürekli alarm durumunda olduğu için, adrenal bezlerimiz aşırı çalışır ve bu durum bizi tükenmiş hissettirir ve yaşlanma hızımızı artırır. Kronik stres, beyin fonksiyonlarımız üzerinde de olumsuz etkiler yaratır. Özellikle, beyindeki hafıza ile ilgili alanları etkiler ve zamanla bu alanların küçülmesine neden olabilir.
UYKUSUZLUK
Uykusuzluk sadece gözaltlarındaki morluklardan veya sabahki huysuzluktan ibaret değil; enerjinizi emer ve sizi biyolojik olarak yaşlandırır.
Uyku, vücudumuzun şarj istasyonudur. Gece boyunca, vücudumuz günün yorgunluğunu atar, hücreleri onarır ve enerji depolar. Uykusuz kaldığınızda, adeta enerji depolarınızı bir sonraki gün için dolduramamış olursunuz.
Cilt sağlığı ve uyku arasında da direkt bir bağlantı vardır. Uykusuzluk, ciltteki kolajen üretimini azaltır ve stres hormonu kortizol seviyesini artırır. Bu da ciltte kuruluğa, incelmeye ve erken kırışıklıklara davetiye çıkarır.
DİJİTAL EKRAN
Ekrana bakma süremiz günümüzde had safhada… Peki, bu dijital doygunluğun enerjimizi nasıl emdiğini ve neden bizi ‘yaşlılara’ dönüştürebileceğini hiç düşündünüz mü? Bilgisayarlar, tabletler, telefonlar… Bu cihazlar hayatımızın vazgeçilmez parçaları. Ancak uzun süreli ekran maruziyeti sadece gözleri değil cildi de bozuyor. Uzun süre ekranların yaydığı mavi ışığa maruz kalmak, hücrelerde DNA hasarına yol açarak, hücre ve doku ölümüne neden olurken, yaşlanmayı hızlandırıyor.
Araştırmalara göre, cilt hücrelerinin mavi ışığa 1 saat kadar kısa süreli maruziyeti bile reaktif oksijen türlerinin (ROS) oluşumuna yol açıyor. Bu zararlı maddelerin de cildin elastin ve kolajen liflerinin erken yıpranmasına, cilte sıkılık kaybı, ince kırışıklıklar ve leke oluşumuna neden olabileceği ortaya çıktı. Kısaca dijital ekranlardan yayılan mavi ışığa aşırı maruziyet, cilt hücrelerine zarar verip cilt yaşlanmasını hızlandırır.
Sözcü
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Hep yorgun, kızarık gözleriniz mi var?
Kuru göz hastalığı, gözde batma, yanma, kızarıklık ve bulanık görme gibi belirtilerle yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Tunç...
Sıcak havalarda gazlı içecek tüketmek susuzluğu artırıyor
Sıcak havalarda özellikle bilinçsiz gazlı içecek tüketmenin sağlığı tehlikeye attığını belirten Diyetisyen Mısra Beste Köleoğlu, “Gazlı içeceklerdeki kafein idrar söktürücü etki yapar, bu...
Kemik Erimesi: Kırılgan Yaşlılık
Her 3 kadından 1’i, her 5 erkekten 1’i yaşamı boyunca osteoporoz kaynaklı kırık riskiyle karşı karşıya. Kemikler, yaşla birlikte kütle ve yoğunluk kaybeder. Kalça kırığı sonrası ilk 1 yıl...
Yaz aylarında vücut ısısındaki ani yükseliş ölümcül olabilir
İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Demir, özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalıkları olan bireylerin güneş çarpmalarına karşı risk altında olduğunu ve vücut ısısının ani ve kon...
Uyurken ortaya çıkan 2 belirti löseminin ilk sinyali olabilir!
Uykuda yaşanan bazı belirtiler, yalnızca bir yorgunluk ya da geçici rahatsızlık olarak görülse de, bazen ciddi hastalıkların ilk uyarısı olabilir. Uzmanlara göre özellikle yoğun gece terl...
Alzheimer hastalığının ilk belirtisi tatilde ortaya çıkıyor
Tatil genellikle dinlenme, eğlenme ve yenilenme ile ilişkilendirilir. Ancak uzmanlara göre, özellikle Alzheimer ve demansın erken belirtileri tatil dönemlerinde kendini gösterebilir. Alzh...
Her gün acı yiyenler dikkat: Bilimsel olarak kanıtlandı
Acı yiyeceklerin kilo verme üzerindeki potansiyel etkisi, uzmanların ve araştırmacıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden doktora sonrası araştırmacı D...
Maden suyunu sakın bardağa dökmeyin!
Maden suyunun tüketimi ile ilgili uzmanlardan kritik uyarı geldi. Bardağa dökerek içenler mineralleri yok ediyor. Yemek sonrası sindirime yardımcı olduğu düşünülen maden suyu, yanlış tüke...
Uzmanların yaşlanmayı durduran ilaçları
Tıpta son yıllarda “geroprotektif” (yaşlanmayı geciktirici) adı verilen bir ilaç sınıfı ortaya çıktı. Bu ilaçlar, hücre yaşlanmasını geciktirmeyi, iltihabı azaltmayı ve metabolik dengeyi ...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Hande Erçel çok konuşulan sahnelerle ilgili sessizliğini bozdu!
Hande Erçel'in, 'Aşkı Hatırla' dizisindeki partneri Barış Arduç'la olan öpüşme sahneleri sosyal medyada çok konuşulmuş zaman zaman gericilerin hedefi olmuştu. Erçel, çok konuşulan sahnele...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Hep yorgun, kızarık gözleriniz mi var?
Kuru göz hastalığı, gözde batma, yanma, kızarıklık ve bulanık görme gibi belirtilerle yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Tunç, kuru gözün nedenlerini ve kişiye özel tedavi yöntemlerini anlattı.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.