
Sosyal medya bizi hipnotize ediyor
Sosyal medyanın genç yaşlı demeden hemen herkesi saatlerce esir aldığına dikkat çeken Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz ’’Alışkanlık ötesi bir durum yaşıyoruz. Bu yeni çağın dijital hipnozu’’ diyor.
Günümüz insanı akıllı telefonla yatıp, akıllı telefonla güne başlıyor. Bu cihazlar gün boyunca elden düşmüyor. ‘’Farkında olmadan sosyal medya bağımlısı olduk’’ diyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, önemli uyarılarda bulundu…
İNSANA ‘AÇLIĞI’ BİLE UNUTTURUYOR
Hipnoz deyince aklımıza hemen gözleri devrilmiş, transa geçmiş insanlar geliyor ama aslında hipnoz, zihnin dış dünyadan geçici olarak uzaklaşıp iç dünyaya, bilinçaltına odaklanmasıdır. Gözler açık olabilir ama dikkat daralır. Bilinçli düşünme mekanizmaları devreden çıkar, kişi telkinlere açık hale gelir.
İşte sosyal medya da tam olarak bu durumu yaratıyor. Bir düşünün… Elinize telefonu alıyorsunuz, 20 dakika geçtiğini fark etmiyorsunuz. Açlığınızı bile unutuyorsunuz, çevrenizde olup bitenlere ilgisiz kalıyorsunuz. Zihniniz adeta transa geçiyor… Bu aslında beynin işleyişinin değiştiği hipnotik bir durum.
Prof. Dr. Derya Uludüz
BAĞIMLILIĞIN NEDENİ
Sosyal medya, beynin ödül sistemi olan dopamin üzerine kuruludur. Her beğeni, bildirim, yeni içerik küçük bir ödül dalgası yaratır. Beyin bu ödül beklentisiyle uyarılır. Bildirim gelmese bile elimiz telefona gider çünkü dopamin bizi “bak, bir şey olabilir” diye dürter. Bu ödül-beklenti döngüsü beynin doğal dopamin dengesini bozar. Kitap okuyamaz hale geliriz. Dikkat süremiz 8-10 saniyeye düşer. İçerik izlemeden duramayan, sürekli kaydıran, ekran kapalıyken huzursuz olan bir hale geliriz. Bu da bir tür bağımlılıktır.
Olay sadece izlemekle bitmez. Görülen içerik düşünceye dönüşür, düşünce yorum olur, yorum eyleme döner. Kişi artık sosyal medya tarafından şekillendirilmiştir ve çoğu zaman bu sürecin farkında bile değildir. “Bu benim düşüncem mi?” diye sormaz. Çünkü telkin etkisi bilinçaltına yerleşmiştir.
GENÇLER TEHDİT ALTINDA
Özellikle 25 yaş altı gençler bu etkiye daha açık. Çünkü onların beyni hâlâ gelişme aşamasında. Özellikle ergenlik döneminde prefrontal alan tam olgunlaşmadığı için kararlar duygularla veriliyor. Sosyal medyada sloganlar, duygusal içerikler, tekrarlar… Bunların hepsi genç bir zihin için hipnotik bir tuzaktır.
Bir genç kız ailesiyle tartışır, odasına kapanır. Sosyal medyada bir akım, bir siyasi söylem dikkatini çeker. Kısa sürede okuldan soğur, protestolara katılır, hayatını değiştirir. Bu bir irade değil, dijital telkinle yönlendirilen bir davranıştır. Fark etmeden hipnoza girmiştir.
ÖNLEMİNİZİ ALIN
Dijital hipnoza karşı şu önlemleri alabilirsiniz:
Farkındalığınızı artırın: Sosyal medyada gezinirken bir paylaşım gördüğünüzde kendinize şu basit ama güçlü soruyu sorun: Ben mi böyle düşünüyorum, yoksa bu düşünce bana empoze mi edildi?, Bu paylaşımı ben mi seçtim, yoksa önüme düştüğü için mi okudum?
Bu sorgulama, beynin prefrontal korteksini, yani karar veren, analiz eden merkezini aktif hale getirir. O an durup düşündüğünüzde hipnotik zinciri kırmaya başlarsınız. Zihin yeniden “sahibine” döner.
Dopamin detoksu yapın: Sürekli dopamin bombardımanı altındaki beyin, bir süre sonra doğal zevkleri hissedemez hale gelir.
İşte bu yüzden haftada bir gün ekranlardan uzaklaşmak, doğada yürümek, kitap okumak, sessizlikle vakit geçirmek “beynin sıfırlanması” için şarttır. Buna “dopamin detoksu” denir. Bu arınma, sosyal medyaya bağımlı hale gelmiş ödül sisteminizi dengelemeye başlar.
Telefon sizi yönetmesin, siz onu yönetin: Instagram, TikTok, X gibi uygulamalara günlük kullanım süresi sınırlamaları koyun. 20 dakika kuralı birçok araştırmada etkili bulunmuştur. Süre dolunca uygulamadan çıkın, nefes alın, gerçek dünyaya dönün. Unutmayın: her bildirim bir tuzak olabilir.
Güne ekransız başlayın: Uyandıktan sonraki ilk yarım saat, beynin en taze, en açık olduğu zamandır. Bu aralıkta alınan uyarılar, günün kalanında zihnin nasıl çalışacağını belirler.
Eğer sabah ilk iş Instagram’a girerseniz, güne başkalarının hayatını izleyerek başlarsınız. Bunun yerine gözünüzü güneşe çevirin, kahvenizi içerken sessizce düşünün. Sabah ekran yoksa, gün daha çok “size ait” olur.
İç sesinizle buluşun: Default mode ağı beynin içsel sesi, hayal gücü, kendilik farkındalığı ile ilgilidir. Sosyal medya bu ağı baskılar. Bu baskıyı kırmak için günde sadece 5 dakika nefes egzersizi yapmak ya da sessizce gözleri kapatıp beklemek yeterli. Bu sırada “Ben bugün ne hissediyorum?” sorusunu sormak bile iç sesi yeniden açar.
Çocuklar ve gençler için önlem alın: Genç beyinler henüz gelişme aşamasındadır ve hipnotik telkinlere karşı daha savunmasızdır. Bu yüzden sosyal medyayı tamamen yasaklamak değil, onları medya okuryazarlığı ile tanıştırmak gerekir. Finlandiya ve Güney Kore gibi ülkelerde bu dersler okullarda zorunlu.
Çocuklara şu beceriler mutlaka öğretilmeli: eleştirel düşünme, duygu farkındalığı ve kontrolü, bilgi sorgulama, dijital sınır koyma alışkanlığı. Bilinçli bir nesil, dijital dünyanın büyüsüne değil, gerçekliğine yönelir.
Sözcü
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Hep yorgun, kızarık gözleriniz mi var?
Kuru göz hastalığı, gözde batma, yanma, kızarıklık ve bulanık görme gibi belirtilerle yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Tunç...
Sıcak havalarda gazlı içecek tüketmek susuzluğu artırıyor
Sıcak havalarda özellikle bilinçsiz gazlı içecek tüketmenin sağlığı tehlikeye attığını belirten Diyetisyen Mısra Beste Köleoğlu, “Gazlı içeceklerdeki kafein idrar söktürücü etki yapar, bu...
Kemik Erimesi: Kırılgan Yaşlılık
Her 3 kadından 1’i, her 5 erkekten 1’i yaşamı boyunca osteoporoz kaynaklı kırık riskiyle karşı karşıya. Kemikler, yaşla birlikte kütle ve yoğunluk kaybeder. Kalça kırığı sonrası ilk 1 yıl...
Yaz aylarında vücut ısısındaki ani yükseliş ölümcül olabilir
İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Esra Demir, özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalıkları olan bireylerin güneş çarpmalarına karşı risk altında olduğunu ve vücut ısısının ani ve kon...
Uyurken ortaya çıkan 2 belirti löseminin ilk sinyali olabilir!
Uykuda yaşanan bazı belirtiler, yalnızca bir yorgunluk ya da geçici rahatsızlık olarak görülse de, bazen ciddi hastalıkların ilk uyarısı olabilir. Uzmanlara göre özellikle yoğun gece terl...
Alzheimer hastalığının ilk belirtisi tatilde ortaya çıkıyor
Tatil genellikle dinlenme, eğlenme ve yenilenme ile ilişkilendirilir. Ancak uzmanlara göre, özellikle Alzheimer ve demansın erken belirtileri tatil dönemlerinde kendini gösterebilir. Alzh...
Her gün acı yiyenler dikkat: Bilimsel olarak kanıtlandı
Acı yiyeceklerin kilo verme üzerindeki potansiyel etkisi, uzmanların ve araştırmacıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden doktora sonrası araştırmacı D...
Maden suyunu sakın bardağa dökmeyin!
Maden suyunun tüketimi ile ilgili uzmanlardan kritik uyarı geldi. Bardağa dökerek içenler mineralleri yok ediyor. Yemek sonrası sindirime yardımcı olduğu düşünülen maden suyu, yanlış tüke...
Uzmanların yaşlanmayı durduran ilaçları
Tıpta son yıllarda “geroprotektif” (yaşlanmayı geciktirici) adı verilen bir ilaç sınıfı ortaya çıktı. Bu ilaçlar, hücre yaşlanmasını geciktirmeyi, iltihabı azaltmayı ve metabolik dengeyi ...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Hande Erçel çok konuşulan sahnelerle ilgili sessizliğini bozdu!
Hande Erçel'in, 'Aşkı Hatırla' dizisindeki partneri Barış Arduç'la olan öpüşme sahneleri sosyal medyada çok konuşulmuş zaman zaman gericilerin hedefi olmuştu. Erçel, çok konuşulan sahnele...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Hep yorgun, kızarık gözleriniz mi var?
Kuru göz hastalığı, gözde batma, yanma, kızarıklık ve bulanık görme gibi belirtilerle yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir sağlık sorunudur. Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Uğur Tunç, kuru gözün nedenlerini ve kişiye özel tedavi yöntemlerini anlattı.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.