“Suriye’deki yeni durum ve Türkiye’deki göçmenler ülkemiz için bekâ meselesidir”

Ege-Koop Danışma Kurulu, 2024 yılının son toplantısında Suriye’deki yeni durumu ve Türkiye’de sayıları tam olarak bilinmeyen göçmenlerin yarattığı ekonomik ce demografik sorunlara olası çözümleri tartıştı.

Duayen Gazeteci Yazar Öcal Uluç’un başkanlığında toplanan kurul, “Suriye halkı ile kardeşlik hukuku” söylemlerinin tarihsel ve toplumsal kökeni olmadığına dikkat çekerek; başta Suriyeliler olmak üzere Türkiye’de yerleşik durumda olan 10 milyondan fazla göçmenin “Türkiye için gerçek bir bekâ meselesi” olduğuna dikkat çekti.

Ege Koop Danışma Kurulu, fiziki altyapısı tamamıyla çökmüş bir ülke konumunda olan Suriye’ye geri dönüşlerin çok cılız sayıda olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik, demografik ve toplumsal sorunlardan kurtulması için göçmen sorunun kalıcı çözümünün taşıdığı öneme dikkat çekerek şu tespit ve önerileri dile getirdi:

“Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası Türk hükümeti, etkisi on yıllarca sürecek tarihsel hatalar arka arkaya yaparak ülkemizi adeta bir mülteci çöplüğüne çevirmiştir. Sadece Suriye’den değil; başta Afganistan, Irak ve Afrika ülkeleri olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden Türkiye’ye düzensiz göçmen akını başlamış, ‘Ensar-Muhacir’ kardeşliği söylemleri ile yaşanan büyük sorun gizlenmeye, dini söylem ve vurgularla önemsizleştirmeye çalışılmıştır. Avrupa Birliği ile yapılan ve hâlâ yürürlükte olan Geri Kabul Antlaşmaları ile ülkemiz, AB’nin kendisinden uzak tuttuğu milyonlarca göçmenin yarattığı yıkıma gönüllü olarak rıza göstermiştir. Gerekli yapısal önlemler alınmazsa, emperyalizme karşı kanla ve savaşarak kazanılan Türk vatanında Türkler otuz yıla kalmadan azınlığa düşme durumunda kalacaklardır. Dünya üzerinde hiçbir ülke, yakın gelecekte hükümranlık haklarını dahi tehdit edecek böylesi bir başıboşluğa izin vermez, veremez!

Suriyeli sığınmacıları evlerine uğurlamak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin birinci önceliği olmalı, misafirliği süresinin sınırsız olamayacağı anımsanmalıdır. Başta siyasi partilerimiz olmak üzere, tüm sivil toplum örgütleri ve karar alıcıları bu konuda duyarlı olmaya, demografik işgal girişimine yönelik farkındalık sahibi olmaya ve çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.”